Gebeliğin Son Dönemindeki Sorunlar
Gebeliğin son aylarında anne adayının yaşam kalite...
Bir kromozomda iki farklı bölgede hasar ya da bozulma olması ve buna bağlı olarak kalan parçaların kendi çevresinde dönerek eski alanına yapışması halinde “inversiyon” adı verilmektedir. Rahim yani uterus inversiyonu ise; rahmin ters dönmesi yani uterusun tepe noktasının tamamen veya kısmen rahmin iç boşluğuna doğru çökmesi ve daha ileri seviyede dönmesi anlamını taşımaktadır. Bu durum genellikle doğumdan sonra meydana gelen ancak ender görülen bir komplikasyondur.
Doğumdan sonra uterusun içeri doğru dönmesi bu tablonun oluşmasına yol açmaktadır. Özellikle vajinal doğum esnasında ortaya çıkan kasılmalar plasentanın uterus duvarından ayrılmasına neden olmaktadır. Bu doğum sonrasında genellikle 5 ila 10 dakika sonrasında gerçekleşmekte ya da daha uzun sürebilmektedir. Kanamanın olmadığı durumlarda uzmanlar plasentanın kendiliğinden ayrılmasını beklemektedir.
Plasentanın ayrılığının tespiti sonrasında plasentayı çıkarmak için göbek kordonu üzerinden hafifçe bir çekme işlemi gerçekleştirilmektedir. Bazı durumlarda plasenta normalden ayrılmamakta ve bu durum sonucunda da Uterus İnversiyonu ortaya çıkmaktadır. Bu tablo hayati önem taşıyan ve büyük kanamalar yol açan ciddi bir problemdir. Özellikle hemen tanı koyulup tedavi edilmezse ciddi oranda yaşamı tehdit edebilmekte ve ölümlere yol açabilmektedir.
Uterus İnversiyonu genellikle iki başlık altında ele alınmaktadır. Birinci tabloda normal ya da sezaryen sonrasında gelişim gösterirken, diğer tabloda polip ve miyom gibi nedenlere bağlı olarak gelişen inversiyon dikkati çekmektedir. Ancak uterus inversiyonlarının büyük bir kısmı genellikle doğuma bağlı olarak gerçekleşmektedir.
Doğumdan sonra gelişen uterin inversiyonları doğumun ilk 24 saati içerisinde gerçekleşirse “Akut Uterus İnversiyonu” olarak adlandırılmaktadır. 24 saat – 1 ay içerisinde gerçekleşen tablolar “Subakut Uterus İnversiyonu”, 1 aydan daha uzun süreli gelişmesi halinde de “Kronik Uterus İnversiyonu” olarak adlandırılmaktadırlar. Hastalarda karşılaşılan inversiyon tipi ise genellikle akut uterin inversiyonudur.
Doğum esnasında göbek kordonunun aşırı bir şekilde çekilmesi ve fundusa aşırı bir şekilde baskı yapılması sonucunda Uterus İnversiyonu gelişebilmektedir. Sıklıkla normal doğumda karşılaşılan bu tablo sezaryen doğum sırasında da görülebilmektedir.
Uterus inversiyonlarının tanısı; vajinadan yapılan muayene esnasında rahatlıkla koyulabilmektedir. Bazı durumlarda ise tanının daha net bir şekilde koyulabilmesi için ultrasonografi yöntemine başvurulmaktadır. Bu yöntemler içerisinde “Obstetri” oldukça önemlidir.
Uterus inversiyonunun bir takım risk faktörleri bulunmaktadır.
Doğum esansında göbek kordonunun ser bir şekilde çekilmemesi gerekmektedir. Bu durum uterus inversiyonu tablosunun oluşmasına neden olan en önemli risk faktörüdür. Plasentanın dikkatli ve nazik bir yöntemle alınması bu riskin en aza indirilmesi açısından oldukça önemlidir.
Rahmin vajinadan çıkıntı yapması, rahmin olması gereken yerde olmaması, kan kayıpları ve kan basıncında hızlı azalmalar uterus inversiyonunun semptomları arasında yer almaktadır. Bu semptomlar aracılığı ile teşhis kolaylıkla koyulabilmektedir. Teşhis sonrasında uygulanacak tedavi yönteminde ise; rahmin yerinin değiştirilmesi ve fundusun serviksten geri itilmesi sağlanmaktadır. Rahmin yeniden konumlandırılmasının ardından rahim rahatlamışının sağlanması için kullanılan tüm ilaçlar kesilmektedir. Rahmin sıkılaştırılması, yerinin ve konumunun sabit kalmasına yardımcı olmak ve aşırı kanamaların önüne geçilerek kontrol altında tutulması için oksitosin tedavisi uygulanmaktadır.
Uterus inversiyonu, uterusun tamamen ya da kısmen vajinal doğum sonrasında gelişen enden bir komplikasyon olduğu yukarıda da belirtilmiştir. Her doğum sonrasında görülme sıklığı nadir olan bir tablo olsa da bu inversiyon ani kanamalara ve şok nedeni ile ani ölümlere yol açabilmektedir. Bu noktada uterus inverisyonu için ölüm riski yüksek diyebiliriz. Bununla birlikte bu riskin en aza indirilmesi için teşhisin koyulmasının ardından kan nakli ve intravenöz sıvılar ile birlikte başarılı bir tedavi uygulanabilmekte ve ölüm riski en aza indirilebilmektedir.
Obstetri, kadın hastalıkları ve doğum ana bilim dalının gebelik sürecini takip eden bir birim olarak ifade edilebilir. Kadın hastalıkları ve doğum ana bilim dalı gebeliğin başlangıcından gebeliğin sonlanmasına kadar olan tüm süreci, doğum aşamasını ve lohusalık dönemini düzenli bir şekilde takip etmektedir. Yani gebelik fizyolojik bir süreçtir diyebiliriz. Bu nedenle gebelerin büyük bir çoğunluğunun bu doğumdan önceki ve sonraki süreci sorunsuz bir şekilde geçirmesi için obstetri oldukça önemlidir.
Ancak belli bir oranda düşük, embriyonun gelişmemesi, erken doğum, fetüsün anomali içermesi ya da en önemlisi doğum sonrasında uterus inversiyonu gibi karşılaşılabilecek durumlarda obstetri devreye girmektedir. Obstetri konusu altına giren doğumlar ve hastalıkların tedavileri ile birlikte cerrahi müdahalelerinin tümü Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları tarafından yapılmaktadır. Bu nedenle Uterus İnversiyonu bir bütün olarak ele alınmaktadır.
Obstetride Tedavi Yöntemleri Nelerdir? hakkında bilgi almak isterseniz eğer ki; İlgili linke tıklayabilirsiniz.
İlgili link: https://www.aysedarama.com/obstetride-tedavi-yontemleri-nelerdir